Helal Yaşam Rehberi

RADYO GIMDES

TEVAFUK DENEN ŞEY BU OLSA GEREK

Münevver BİTİGENhelal2

“Ey iman edenler, rızık olarak size verdiğimiz temiz ve helal şeylerden yiyiniz” (Bakara suresi 172)

Bakara suresi 172. ayete gelmeden daha öncesi olan Bakara suresi 168’e kadar geri dönerek okuma yapmamız gerekir.

Çünkü meal okumalarında ya da daha orijinal bir tanımlama ile Rabbimizle olan muhabbetimiz de “tek meal okuması nasıl yetmezse” tek ayet üzerinden karamalar yaparsak nefsimize zulmedenlerden olma durumuna düşebiliriz.

168. Ey insanlar! Yeryüzünde bulunanların helâl ve temiz olanlarından yeyin, şeytanın peşine düşmeyin; zira şeytan sizin açık bir düşmanınızdır.

169. O size ancak kötülüğü, çirkini ve Allah hakkında bilmediğiniz şeyleri söylemenizi emreder.

Bu iki ayetten başladığımda helal ve temiz yiyin uyarısı kadar;

“temiz ve helal yiyin. Şeytanın peşine düşmeyin; zira şeytan sizin açık bir düşmanınızdır.” uyarısı dikkat çekicidir.

Ayrıca bu ayete tefsirden baktığınızda temiz olanın ayrıca helal olması da gerektiği tek temizliğin ve hijyenin kendini Müslüman addedenler için yeterli bir şart olmadığına da dikkat çekilir.

Müslümanlar, temiz olanların helal olanından tüketeceklerdir.Ve şeytanın çeşitli tarz aldatmalarının peşine düşmeden hayatlarını cennete varis olanların yanına yazdırmaya çalışacaklardır.

Sonrasında gelen ayette ise şeytanın yaptığı ve yapmak istediklerine dikkat çekerek hayat kitabımız olan Mushaf’la bizi tekrar kendimize getirmemiz için yol gösterir.

Ve ola ki “yanılır ve şaşırırsak” diye Allah’u Teâlâ kuluna kıyamaz sanki  bizlere Hayat kitabı Mushaf’la tekrardan hatırlatır.

170. Onlara (müşriklere): Allah’ın indirdiğine uyun, denildiği zaman onlar, «Hayır! Biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz yola uyarız» dediler. Ya ataları bir şey anlamamış, doğruyu da bulamamış idiyseler?

171. (Hidayet çağrısına kulak vermeyen) kâfirlerin durumu, sadece çobanın bağırıp çağırmasını işiten hayvanların durumuna benzer. Çünkü onlar sağırlar, dilsizler ve körlerdir. Bu sebeple düşünmezler.

 (170-171. ayetlerde insanların körü körüne eskiye bağlanmaları, yeni ortaya konmuş fikirlere kulak vermemeleri kötülenmiş, bu konuda doğru olanın, akılcı olarak hareket edilmesi olduğu söylenmiştir.

Zemahşerî’ye göre âyetin meâli şöyledir: Kâfirleri doğru yola çağıran davetçinin (Peygamber’in) durumu, bağırıp çağırmadan başka bir şey işitmeyenlere seslenen çobanın durumu gibidir.)

172. Ey iman edenler! Size verdiğimiz rızıkların temiz olanlarından yeyin, eğer siz yalnız Allah’a kulluk ediyorsanız O’na şükredin.

173. Allah size ancak ölüyü (leşi), kanı, domuz etini ve Allah’tan başkası adına kesileni haram kıldı. Her kim bunlardan yemeye mecbur kalırsa, başkasının hakkına saldırmadan ve haddi aşmadan bir miktar yemesinde günah yoktur. Şüphe yok ki Allah çokça bağışlayan çokça esirgeyendir

(İslâm’da zorluk yoktur. Zaruretler mahzurları ortadan kaldırır. Bir kimse elinde olmayan sebeplerle haram olan bir şeyi yemek ya da bir işi işlemek zorunda kalırsa, haddi aşmamak ve o şeyi devamlı helâl saymamak şartıyla zaruret miktarınca yiyebilir. Bu durumda dinen günah işlemiş sayılmaz.)

174. Allah’ın indirdiği kitaptan bir şeyi (âhir zaman Peygamberinin vasıflarını) gizleyip onu az bir paha ile değişenler yok mu, işte onların yeyip de karınlarına doldurdukları, ateşten başka bir şey değildir. Kıyamet günü Allah ne kendileriyle konuşur ve ne de onları temize çıkarır. Orada onlar için can yakıcı bir azap vardır.

175. Onlar doğru yol karşılığında sapıklığı, mağfirete bedel olarak da azabı satın almış kimselerdir. Onlar ateşe karşı ne kadar dayanıklıdırlar!

Bakara suresi 175 “onlar” diye başlar; “onların” kim olduğu da hemen Bakara suresi 175 ayette;

“Allah’ın indirdiği kitaptan bir şeyi (âhir zaman Peygamberinin vasıflarını) gizleyip onu az bir paha ile değişenler yok mu?” şeklinde açıklanmıştır.

“Onlar doğru yol karşılığında sapıklığı, mağfirete bedel olarak da azabı satın almış kimselerdir.”

Doğru yol karşılığında sapıklığı, mağfirete bedel azabı satın almak;

Aslında bir sistemin bütünü olarak İslam’ı algılayan bir anlayışı ruhunuza sindirebilenlerdenseniz.

O zaman “doğru yol karşılığı sapıklığı, mağfiret bedel azabı satın almanın” ne demek olduğunu onun ötesinde “Onlar ateşe karşı ne kadar dayanıklıdırlar!” şeklinde bir belirtmenin bizi yaratan Rabbimiz tarafından  cennet nimeti için verilen hayatı “cehennem karşılığı” ve hatta cehennem ateşine karşı dayanıklılık gösterişine”  dönüştürdüğümüzün ispatı gibi…….

Ve arkadan gelen ayet muhteşem;

Rabbimiz hayat kitabı olarak gönderdiği Mushaf’ta tüm alemi İslam sistemi içerisinde bir düzen ile düzenlemiş ve bu düzenin yaşayış pratiğini Peygamberler ile örneklemiş iken ısrarla “azabı ve ateşi” isteyenlere yine Rahman ve Rahim sıfatlarının bir tecellisi olarak Bakara suresi 176 ile sebep beyan ediyor.

176. O azabın sebebi, Allah’ın, kitabı hak olarak indirmiş olmasıdır. (Buna rağmen farklı yorum yapıp) kitapta ayrılığa düşenler, elbette derin bir anlaşmazlığın içine düşmüşlerdir.

Ve son ayetimiz ki;

177. İyilik, yüzlerinizi doğu ve batı tarafına çevirmeniz değildir. Asıl iyilik, o kimsenin yaptığıdır ki, Allah’a, ahiret gününe, meleklere, kitaplara, peygamberlere inanır. (Allah’ın rızasını gözeterek) yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, dilenenlere ve kölelere sevdiği maldan harcar, namaz kılar, zekât verir. Antlaşma yaptığı zaman sözlerini yerine getirir. Sıkıntı, hastalık ve savaş zamanlarında sabreder. İşte doğru olanlar, bu vasıfları taşıyanlardır. Müttakîler ancak onlardır!

Hem muttakilerin tanımı yapar.

Hem de İslam sisteminin ritüellerinin de, ruhunun da bir bütün olduğunu bu bütünü parçalamanın, birinden birini hafife almanın yada birinden birinin diğerinden daha kıymetli yada önemli olduğu gibi bir durumun söz konusu olmadığını bize bu son ayet ile özetler.

RABBİMİZ

Ve her ikisinin önemsenerek ruha ve hayata sindirilmesi ve bu sindirme ile ancak MUTTAKİLERDEN olunacağını;

“Müttakîler ancak onlardır!”  belirtmesi ile bize belirtir. Sonuçta ayetler hayat kitabımız olan Mushaf’ta bize sunulmuştur.

Tercih nefsimize bırakılmıştır.

Ve tercihlerimizle; ahret denen gerçeklikte yerimizi hazırlayacağız.

Helal ve Tayyib bir hayatı son nefesimize kadar yaşayabilmeyi Allah’ın (cc) bizlere de nasip etmesi duası ile.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.