HİÇ DÜŞÜNDÜNÜZ MÜ?
SİZ NEYLE YIKIYORSUNUZ, ÇAMAŞIR SUYUYLA MI DETERJANLA MI YOKSA TUZ RUHUYLA MI?
FATMA TOKSOY
İbadetten söz edildiğinde bazılarımız şöyle bir tepki verir. “Benim kalbim temiz.” Kalp temizliğinden kastettiğiniz; iyi bir huy, iyi dostluklar, dürüstlük, ihtiyaç sahibine yardım mı? Evet, bunlar İslâmiyet’in kurallarından, sosyal kurallarından bir kaçı ve farzlar kadar uymamız gerekenler. Ancak içinde bulunan bu güzellikler dışına, ibadet hayatına yansımazsa neye yarar o temiz yürek!
“İmandır o cevher ki İlâhî ne büyüktür…
İmansız olan paslı yürek sînede yüktür!” M. Akif Ersoy
Kalp hayat yolunun pusulasıdır. Bu pusuladan gideceğiniz yöne göre yararlanırsınız. Kalp değişkendir. Bu kalbin bir başka özelliğidir. Renkten renge girer, halden hale geçer, şekilden şekle örülür, duygular onda görülür. İstenirse Allah’ın köşkü olur, istenirse şeytanın çöplüğü. Rüzğâra göre yön değiştirir. Hep sizin isteğinizle değişir bu kalp. Rahmanî ve şeytanî kuvvetlerin savaş alanıdır. Yönelirsen Allah’a Rahmanî güçler galip gelir. Yönelirsen şeytana şeytanî güçler. Dedik ya sen nereye yönelmek istersen Rabbim oraya çevirir kalbini. Şeytana yöneldiysen eğer, bilerek veya bilmeyerek vay haline, o zaman değil temiz bir kalp, taşırsın taşlaşmış sahte bir kalb. Devam edersen Rabbini görmemeye, emrini duymamaya, bir müddet sonra paslanır, kirlenir kalbin. Kapısı mühürlenir, İlahî mühür ile. Artık sağırsındır, körsündür. Baş gözün görse de, kulağın duysa da… Artık otaşlaşmıştır. Gelin henüz taşlaşmadan onu yumuşatmaya, temizlemeye çalışalım. Hiç düşündünüz mü kalp nasıl temizlenir? Deterjanla mı, yoksa çamaşır suyuyla mı? Hani şu yıpratmayan ama bembeyaz yapan cinsinden olanla. Yoksa daha da temiz olsun diye kireci, pası söken tuz ruhuyla mı? Hiç düşündünüz mü siz sahi kalbinizi neyle temizliyorsunuz? Hayır, hayır sizinle asla dalga geçmiyor, alay etmiyorum. Ancak adama sormazlar mı kalbini neyle temizliyorsun diye?
Peki hiç düşündünüz mü bu konuda Hz. Peygamber (s.a.v.) ne diyor?
Resûlullah (s.a.v.):“Şayet sizden birinizin kapısı önünden akan bir nehir olsa, her gün o nehirdeki sudan beş defa yıkanılsa, vücudun kir ve pasından bir şey kalır mı?” Diye ashabına sordu. Ashabı da: “Kirden hiçbir şey kalmaz” dedi. Bu cevap üzerine Peygamberimiz (s.a.v.) : “Beş vakit namaz da böyledir. Beş vakit namaz birinizin kapısının önünden akan, her gün beş defa girip yıkandığı nehir gibidir. Allah da namazlarla hataları bağışlayarak temizler.” (Buhârî ve Müslîm/ 1039)
Gördüğünüz gibi Peygamberimiz(s.a.v.)’e göre kalp temizliği namazla oluyor. Namaz kılındıkça kalp temizleniyor. Ama nasıl namaz? Halis niyetlerle, gerçekten inanarak Allah’la sohbet edercesine kılınan namaz.Sizi kötülüklerden alıkoyan bir namaz.
Hiç düşündünüz mü Allah bu konuda bize ne emretmiş?
“Resûlüm! Sana vahyedilen Kitab’ı oku ve namaz kıl. Muhakkak ki NAMAZ, hayâsızlıktan ve kötülükten alıkoyar. Allah’ı anmak elbette ibadetlerin en büyüğüdür. Allah yaptıklarınızı bilir.”(Ankebut, 29/45).
“Namazı bitirince de ayakta, otururken ve yanınız üzerinde yatarken daima Allah’ı anın. Huzura kavuşunca da namazı dosdoğru kılın; çünkü namaz müminler üzerine vakitleri belli bir farzdır.”(Nisâ, 4/103)
Diyeceksiniz ki yaptığım bunca iyi işlerin, davranış ve hareketlerin ve de iyi niyetimin hiç mi önemi yok? Tabii ki var. Ama şunu da gözden kaçırmıyor musunuz? Peygamberimiz(s.a.v.)’in kalbi kirlimiydi ki ayakları şişene kadar namaz kılıyordu? Ya da sizlerin kalbi Peygamberimiz (s.a.v.)’in kalbinden daha mı temizdir ki namaz kılmazsınız?Hiç düşündünüz mü?
Allah için kıldığınız namaz kalplerinizitemizler, deterjanın kiri bembeyaz ettiği gibi. . Allah rızası için oruç tutmanız kalplerinizi sükûnete, huzura kavuşturur. Dürüstlük, doğruluk ve iyi niyetiniz, Allah rızası gözeterek yaptığınız maddi ve manevi yardımlarınız da Allah’ın evi olan o kalbinizi süsler, ziynetlendirir. Hiç düşündünüz mü kalplerinizin Allah’ın evi olduğunu?
“Bunlar, iman edenler ve gönülleri Allah’ın zikriyle sükûnete erenlerdir. Bilesiniz ki, kalpler ancak Allah’ı anmakla huzur bulur.”(Rad, 13/28)
“İyilik, yüzlerinizi doğu ve batı tarafına çevirmeniz değildir. Asıl iyilik, o kimsenin yaptığıdır ki, Allah’a, ahret gününe, meleklere, kitaplara, peygamberlere inanır. Allah’ın rızasını gözeterek yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, dilenenlere ve kölelere sevdiği maldan harcar. NAMAZ kılar, zekâtverir. Anlaşma yaptığı zaman sözlerini yerine getirir. Sıkıntı, hastalık ve savaş zamanlarında sabreder. İşte doğru olanlar, bu vasıfları taşıyanlardır. Müttakîler(takva ehli) ancak onlardır!(Bakara,2/177)
Biliyorum kalbim temiz diyen kardeşlerimiz bunu ibadet edip de ibadetleri hayatlarına yansımayan sözüm ona dindarım diyen bazı kardeşlerimize kızdıkları için ibadetten uzaklaşıyorlar. O yüzden, “siz ibadet ediyorsunuz, ama kötülük yapmaktan da geri kalmıyorsunuz. Ben ibadet etmiyorum ama kötülük de yapmıyorum, kul hakkıyla gitmiyorum öteki dünyaya.” diye düşünüyorsunuz. Onlara kızmakta haklısınız ama hiç, bir yanlış başka bir yanlışla düzeltilir mi, bunu düşünün bir kere. Onların hatalı ibadetleri sizin namazınızı niçin kılmanıza engel olsun ki? Siz ibadeti Allah için yapmıyor musunuz?
“Öyle ise siz beni ibadetle anın ki ben de sizi anayım. Bana şükredin; sakın bana nankörlük etmeyin. Ey İman edenler! Sabır ve namaz ile Allah’tan yardım isteyin. Muhakkak Allah sabredenlerle beraberdir.”(Bakara,2/152-153)
“Namazlara ve orta namaza(ikindi namazı) devam edin. Allah’a saygı ve bağlılık içinde namaz kılın.”(Bakara,2/238)
Peki, namaz kılıp, ibadetlerini yapan ama insanlara diliyle, eliyle eza cefa eden siz dindar kardeşlerimiz, hiç düşündünüz mü yaptığınız ibadetler, kıldığınız namazlar sizi kötülük yapmaktan alıkoymuyorsa bu ibadetlerinizde bir eksiklik olabileceğini? Yaptığınız hataların başka Müslüman kardeşlerinizi dinden uzaklaştırabileceğini hiç düşündünüz mü?Sizleri Yunus’un dizeleriyle uyarmak istiyorum:
“Bir kez gönül yıktın ise
Bu kıldığın namaz değil.”
Eee namaz değil de ne? Hiç düşündünüz mü? Bu beyhude yere yorgunluktur, kendini ve etrafını avutmaktır. Tıpkı “kalbim temiz” diyenlerin avuntusu gibi.
Hiç düşündünüz mü, kalbi temiz olanların kalplerindeki safiyetin, namaz kılmakla taçlanışını, ya da namaz kılanların kalplerine kıldıkları namazın yansıması neticesi kalplerinin safileşmesi, temizlenmesi, pırıl pırıl olmasını. Evet, bunları yani kalp temizliğiyle namazı, ibadeti birleştirmeyi hiç düşündünüz mü? Namazla yıkanan, ibadetlerle süslenen ve Allah’ın köşkü olan böyle bir kalbe sahip olmayı kim istemez? Sizler de hiç düşündünüz mü böyle bir köşke sahip olmayı? O halde, buyurun edelim dua. Kabul olur temennisiyle:
“Ey kalpleri değiştiren, evirip çeviren Allah’ım, kalbimi dinin ve taatin üzerine sabit kıl.” (Müslim)Amin.
KAYNAKLAR
* İmamı Nevevi, Riyâzü’sSalihîn, Çev: Mehmed Emre, Bedir Yayınevi, 2001 İstanbul. s.s.654, 860.
Bir yanıt yazın