HELAL VE TAYYİB HAKKIMIZI ARAMA ZORUNLULUĞUMUZA NE KADAR DİKKAT EDİYORUZ?
Helal ve Tayyib Hakkımızı Arama Zorunluluğumuza Ne Kadar Dikkat Ediyoruz?
Bilhassa Alkolsüz Meşrubat Aldatmacasına Dikkat Ediyor muyuz?
Son günlerde bir takım sorumsuz sertifika kuruluşlarından bir kola markasına helal sertifika verdiği propaganda haberlerinin buram buram istismar koktuğuna dikkat etmelisiniz.
“Sizden hayra çağıran, iyiliği emredip kötülüğü yasaklayan bir topluluk bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir.” (Al-i İmran,104)
Dr. Hüseyin Kâmi BÜYÜKÖZER
Bu asırda, İslam Ümmetinin maruz kaldığı sıkıntıların başında gıda, ilaç, kozmetik ve diğer tüketim maddeleri ile ilgili sıkıntılar gelmektedir.İslam Ümmetinin yüzyıldır kaybettiği Helal ve Tayyib Hayat tarzına dönüşümüz için Müslümanlar olarak helal lokma bilincimizi ve şuurumuzu artırmamız gerekmektedir.
Pazara arz edilen gıda ürünlerinin birçoğu batı kaynaklı, tek taraflı küresel standartlara, kriterlere, işletim sistemlerine, denetim sistemlerine ve proseslere göre sertifikalandırılmaktadırlar. Küresel kabul edilen standartlar, kriterler, prosesler, ve denetim sistemleri, geleneksel ve dini hassasiyetleri dikkate almamaktadır. Oysa özel hayata inildiğinde çok farklı kriterlerin hayat bulduğu görülmektedir. Dinlerin, özellikle İslam dininin, kendi toplulukları içerisinde özel hassasiyetleri olduğu bilinmektedir.
Örneğin Alkolsüz içecekler
kriterine göre 3 g/L.’ye kadar alkol içeren içecekler birçok batı güdümlü Gıda Mevzuatında ‘Alkolsüz İçecek’ olarak tasnif edilmekte, üretimine ve satışına izin verilmekte, etikette de alkolsüz içecektir diye yazılmaktadır. Ülkemizde de alkolsüz kodeksine göre üretilen renkli renksiz, meyveli meyvesiz gazozlar, tüm kolalar ve enerji içeceklerinde, bilelim ki, %0.3’e kadar alkol içermesine izin verilmektedir. İslam dininde Alkol için azı da çoğu da haram diye nitelendirildiğinden, bu kriterlerle üretilmiş bir ürünü bir Müslümanın normalde tüketemeyeceği imani bir sorumluluktur. Kaldı ki bu meşrubatlarda kullanılan, pek çoğunun, sağlığa zararlı olduğu iddia edilen; Fosforik asit (E338), Kafein, Karamel (E150), C02 Gazı, Karmin(E120), Sünî Tatlandırıcılar: Aspartam E951, Asesülfan E950, Sakarin E954, Enerji verici: İnositol, taurine, carnitine, creatine gibi katkı maddeleri içermektedir. Faydadan çok insan sağlığına zarar verdiği ve dini bakımdan tehlike arzettiği için GİMDES bu ürünlere sertifika vermemektedir.
Son günlerde bir takım sorumsuz kuruluşlarından bir kola markasına helal sertifika verildiği propaganda haberlerinin buram buram istismar koktuğuna dikkat etmelisiniz.
Küresel üreticiler (çok uluslu şirketler) ve Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), Dünya Sağlık Örgütü (WHO) gibi küresel kurumlar ise ‘Alkolsüz içeceklerde de olduğu gibi ‘tüketici çeşitliliğinin’ spesifik ölçü ve değerlerine karşı hassas davranmadıkları bilinmektedir
Et üretiminde hayvanın kan akıtılarak mı kesildiği yoksa şoklanarak veya gazlanarak mı etinin alındığı ile ilgilenmez, sadece biyolojik, kimyasal ve çevresel temizlik ve güvenlik kriterlerine göre denetimler yapar. Oysa Müslümanlar için hayvan kesiminin besmele ile yapılması ve kesimden sonra kanın akıtılması önemli bir husustur. Helal et üretim kriterleri, hayvanın beslenmesinden kesim şekline, besmele ile başlanmasından, tavukların ıslak veya kuru yolunmasına kadar bir dizi mevcut küresel ve yerel sertifika kriterlerinde olmayan çok özel usul ve kuralları içermektedir.
Ne acıdır ki; Yüzyıldır batının belirlediği kriterler ve standartlarla insanlar hayatlarının büyük bir kısmını idame ettirir duruma getirilmiştir. Bu durumdan artık sıyrılarak kaybettiğimiz Helal ve Tayyib hayat tarzımıza tekrar dönmeliyiz. Bu dönüşümüz Helal ve Tayyib tüketime önem verdiğimiz bir süreçle başlayarak bütün tüketim maddelerinin Helal ve Tayyib bir kontrolden geçmesine kadar sürecektir. Bu sürecin gerçekleşmesinde en büyük faktör ise bilinçli, şuurlu helal lokma isteklisi tüketicilerdir. Helal ve Tayyib tüketim hakkımızı aramamız gerektiğini, imani bir meselemiz olarak, unutmamalıyız!..
Bir yanıt yazın